hangi şarkıyı dinlesem aynı çalıyor sanıyordum. meğer sürekli aynı şarkıyı dinliyormuşum. saçma değil. o şarkıyı dinlerken seni hatırlıyorum. ne sen bana söyledin o şarkıyı ne ben sana söyledim, ama sanki bizim şarkımız oldu o, biz artık biz olmayınca. sanki veda ederken fonda o çalıyordu. hatta ayrılırken aklımdan geçen tüm güzel anlarımızda da çalıyordu sanki derinden.
girişi ne kadar güzeldi o şarkının, gözlerine bakarken heyecanlanışım gibiydi. ilk defa elini tutuşumdu sanki. kimi zaman anlamlı sözleri, kimi zaman heyacanlandıran melodisi, kimi zaman kıpırdak ritmiyle eşlik ederdi yaşadıklarımıza. evet aşkımız o şarkıydı.
ama sonra temposu azaldı, melodisi boğuklaştı. bir teki senin bir teki benim kulağımda olan kulaklık eskisi kadar iyi çalışmıyordu. rahatsız edici cızırtılar vardı, ama onlara rağmen dinlemeyi sürdürdük. sonra sen kulakığını çıkarıp "bundan ses gelmiyor artık" dedin, "bozulmuş bu". "peki" dedim çıkardım ben de kulağımdaki kulaklığı. kendi başına dinlenemeyecek kadar güzel bir şarkıydı diye düşünürken farkettim. o son gerçek diyaloğumuzdu.
hiç bitmesini istemediğimiz şarkıyı artık dinlenilebilir bulmadığımızı farkettiğimiz an ya o şarkıyı bir daha duyamazsam korkusuyla geri sarıldık kulaklıkarımıza ama şarkı çoktan bitmişti. elimizde bozuk bir kulaklık ve zaten çalmayan en sevdiğimiz şarkı. eğer mümkün olursa gelecekte bir zaman, bozulma ihtimali daha az olan bir kulaklıkla tekrar dinlemek istedim o şarkıyı seninle. ama o an çalmayan bir şarkıyı dinlemeye çalışmak kadar anlamsız olmuştu yaşadığımızı devam ettirme çabalarımız. ikimiz için de üzülmüştüm. aklımda kaldığı kadarıyla o şarkıyı mırıldanmaya çalışırken, en sevdiğm kısmına gelince en sevdiğim halinle seni hatırlayacağım.
0 kişi tepki vermiş:
Yorum Gönder